Hayat Hastanesi – Aktif Hayat Tıp Merkezi | BURSA – Hızlı Randevu: 249 96 00 https://www.aktifhayattipmerkezi.com Wed, 20 Jul 2022 07:36:52 +0000 tr hourly 1 Duygusal Yeme Bozukluğu https://www.aktifhayattipmerkezi.com/duygusal-yeme-bozuklugu Wed, 14 Jul 2021 10:01:01 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=13944 Hepimizin de bildiği ve deneyimlediği gibi şu sıralar içinde bulunduğumuz süreçte hepimizin ortak derdi olduğunu düşündüğüm bir konuyla başlamak isterim. Hayatımızda kötü, yorucu stresli ve ya kaygılı olarak  geçirdiğimiz bir  süreçte yaşama olasılığımızın fazla ve yoğun olduğu bir konudur. Karnımız tok dahi olsa  sürekli yemek yemek ve bu yemek yemenin sınırlarını fazlasıyla kaçırıp kontrolümüzden çıkma sürecine duygusal yeme bozukluğu ismini veririz.

Biliyorsunuz ki psikolojik olarak şuan ki yaşadığımız durumda evde oturmanın verdiği stres, evde oturmanın verdiği kaygı, istediğimiz şeyleri yapamıyor oluşumuz bizi fazlasıyla etkilemiş olmakla birlikte düşüncelerimizin en yoğun olduğu durumlardan birinde olduğumuz söylenilebilir.  Bu durumdan kaynaklı olarak evde vakit geçirmek amacıyla kendimizi yemek yapmaya, bunları çeşitlendirmeye sonrasında ise oturup yemeye başladığımız bir döngü içerisindeyiz. Kendimizi kötü hissettiğimiz yani kendimize negatif duygu yüklemesi yaptığımız süreçlerde kendimize keyif vermek veya o an yaşadığımız negatif duygu yüklenimini ötelemek ya da yok etmek amacını benimseyerek beynimiz kendine bir çıkış yolu arar. Biz bu çıkış yolumuzu en yakın ve kolay ulaşabileceğimiz sevdiğimiz yiyecekleri tüketerek atlatmaya, geçiştirmeye çalışırız. Oysa bu durum zamanla sevdiğimiz yiyecekleri kahramanız sanıp, onlara bağımlı olmamızı tetikler. Bunun getirdiği etki olarak karnımız acıkmamış dahi olsa kurtarıcımız olarak gördüğümüz yemek aklımıza gelir ve tüketmeye başlarız bu bize rahatlama hissini yaşatır. Bu şekilde rahatlamış hissetmemizin temel sebebi sevdiğimiz yiyecekleri tükettiğimiz zaman salgılanan mutluluk hormonu adını verdiğimiz endorfin hormonumuzun salgılanmasında gizlenmiştir. Bu bizim savunma mekanizmamız haline gelir.

Peki, burada yapmamız gereken şey nedir? 

Burada yapmamız gereken şey öncelikle düşüncelerimizde bizi rahatsız ettiğimiz konudan, duygudan kaçıp saklanmak yerine onun ne olduğunu bulup ona odaklanmaktır. Çünkü siz kaygı duyduğunuz sizi strese sokan herhangi bir duyguyu bastırırsanız bu duygu geçiştirilir ve kısa süreli bir unutulmuşluk hissinden sonra ufak bir detayda tekrar açığa çıkar. Olumsuz duyguların temeline inip yüzleşmeyi tercih ettiğinizde ise bu durumun en temeline inmiş olup onu daha fazla yeşermeden çözüme kavuşturursunuz. Çözüme kavuşturduğunuz zaman beyniniz rahatlama hissinizin sizin yediğiniz şeylerle ile ilgili olmadığını bunun sebebinin o duyguyla yüzleşmek olduğunu anlamış olur. Bunun hazzını yaşayan beyniniz, bir sonraki negatif duygulanımda neyin size uzun vadede iyi geldiğini öğrenmiş olduğu için çözümlerinizde artık bu yolu kullanmaya başlar. Kendinize hiçbir zaman hatırlatmayı lütfen unutmayın, yemek yemek yeni tatları denemek bizim bir keyif saatimiz yeri geldiğinde yeni tatları deneme merakımız olarak hayatımızda kalmalı. Hayatınızdaki her negatif düşüncenin bir çıkış yolu, karanlıkta gözüken bir ışığı mutlaka var bunu aklınızın bir köşesinde lütfen küçük bir not olarak bulundurun, burada  önemli olan sizin kapıyı bulabilmeniz ve sonuca ulaşabilmiş olmanızdır. Bizde daima bu yolda ilerlerken destekçiniz olarak yanınızdayız.

Bengisu Binay
Psikolog

]]>
Ebeveyn Tutumunun Çocuk Üzerinde Etkisi https://www.aktifhayattipmerkezi.com/ebeveyn-tutumunun-cocuk-uzerinde-etkisi Wed, 14 Jul 2021 09:56:20 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=13940 Ebeveyn tutumları bir çocuğun kişiliğinin gelişimini ve yetişkin olduğu süreçte hayat kalitesini dahi etkileyen bir süreçtir. Ebeveynlerin çocuklarına gereğinden serbest ve umursamaz davranması ya da  sert verdiği tepkiler, müdahaleci tavırları gibi daha birçok şey  çocuğun ileriki yaşlarında problem çözme becerilerine ket vurabilir.

Yetişkin olduğumuz süreçte çoğu zaman çocukluk anılarımızın büyük bir kısmını hatırlamamız mümkün olmaz ancak belli başlı anılarımızı unutmamış ve daima dün yaşamış gibi hissettiğimiz durumlar olur.  Kimi zaman ebeveynimizin veya bakım verenimizin dahi hatırlamadığı bazı çocukluk anılarımızın hayatımıza etkisi aslında çok büyüktür. Biz yaşadığımız durumdan çok hissettiğimiz duygunun hissini yetişkin olduğumuz ve hayatımızın devam ettiği tüm süreçte hissederiz. Çocukluk döneminde atlamakta zorluk çektiğimiz bir problemle yetişkinlikte baş başa kaldığımızda çözmemiz veya toparlanmamız uzun zaman alabilir. Mesela arkadaş edinme sürecimiz hep problemli ilerlediyse bakım veren buna daima dahil olmuşsa yetişkin olduğumuzda bir kişiyle ilişkimizi kurarken, onunla problemlerimizi çözmeye çalışırken üçüncü kişiden yardım alarak, fikir danışarak kendi kararımızla değil de aldığımız fikir doğrultusunda ilişkimizi kurmaya, çözmeye çalışırız. Buradan da anlamalıyız ki bakım verenin farkında olmadan söylediği bir söz ya da müdahaleci tavrı bizde yer etmiş olup yetişkinlik dönemimizde hayat kalitemizi etkiler. Bu olay zaman zaman aşırı öfkeli bir birey olmamız, özgüven düşüklüğü hissetmemiz, yetersizlik duygusuyla savaşmamız veya saldırgan bir yapıda olmamız gibi daha birçok sonuç doğurabilir. Dozunda olan otorite kurma becerileri çocuk ve bakım verenin güvenli bir şekilde bağlanması için oldukça güzel bir zemin hazırlar ancak bakım verenin çocuğa karşı sözlü yada fiziksel şiddeti, fazla müdahaleci bir yapıda olması yada gereğinden fazla serbest bırakması çocuğun bakım veren ile bağlanmasında problem yaratır.

Çocuğun örnek aldığı kişi bakım verendir. Kendisini bir birey olarak hissetmek ister. Bakım verenin çocuğa fikrini sorması, başarılı olduğu bir konuda tebrik etmesi, otoritesini çocuğun bir birey olduğunu unutmadan kurması çocuğun yetişkin olduğu dönemde karşılaştığı her engelde yıkılmamasını hatta mücadeleci bir yapıda olmasını sağlar. Başarısız olduğu veya hata yaptığı bir durumda ise bakım veren veya ebeveyn tarafından verilen tepki çocuğun kişiliğine, fiziksel özelliğine ya da fikrine bir hakaret şeklinde olmamalıdır. Çocuğa yanlış ve doğru tarafları sakince anlatılıp, karar verme hakkının yine onda olduğu söylenmelidir. Çocuk böylece yaptığı davranışı yada savunduğu fikrini sorgulamaya başlar. Karar verme aşamasına vardığında, kararını kendi başına aldığı için özgüveni yüksek ve kararlarını net bir şekilde alabilen bir birey olma yolunda zemin hazırlanmış olur. Tabi ki tüm bu çabalara rağmen dinlemek istemeyen, kararları kötü sonuçlara varmış olsa dahi bunlardan ders çıkarmayan veya gerçekten sözlü ve fiziksel şiddete fazlasıyla maruz kalmış olup etkisi devam eden çocuklar için ebeveyn ve ya bakımverene yetişkin olma sürecinde daha da kötü sonuçlara varılmaması adına bir uzmana başvurmasını öneriyoruz.

Bengisu Binay
Psikolog

]]>
Çocuğu Oyun Diliyle Anlamak https://www.aktifhayattipmerkezi.com/cocugu-oyun-diliyle-anlamak Fri, 18 Jun 2021 09:03:07 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=13913 Çocukları anlamak demek aslında çocukların penceresinden onların bakış açısıyla dünyayı görebilmektir. Bunun en kısa yoluysa onları en sevdiği yerde dinlemeyebilmektir.

Peki çocukların en sevdiği yer neresidir?

Oyun oynadığı alan ve o zaman diliminde geçirdiği ortamdır. Çocuk o zaman rahat, önyargısız ve en açık şekilde ifadeye açıktır.

Çocuklar aslında bizim küçük yetişkinlerimizdir. En az yetişkinler kadar anlamlı, net ifadeleri vardır. Mesela bir çocuğu oyun oynarken izleyebilme fırsatınız olduysa, eline aldığı oyuncak o oyuncakla kurduğu düzen, anlattığı hikaye mutlaka ailesinden veya yaşayıp etkilendiği bir olaydan kesitler duygular taşır. Bunu ifade etme yöntemi kurduğu düzende gizlidir. Örneğin; sinirliyse fırlatma eylemi gösterip, ailede, okulda kızdığı biri varsa onu kurduğu oyunun içine almak istemeyebilir. Tabiki yaptığı her eylemi kurduğu her oyunu her zaman kesin duygularla kesin sonuçlarla yargılamak doğru olmaz.

Kimi zaman kardeş kıskançlığı, öfke ve davranım bozuklukları, karşıt gelme, selektif mutizm, kaygı bozuklukları, anksiyete, asperger sendromu… daha birçok sürecin ilerlemesi ve çözümlenmesi için başvurulan yöntemimiz de tabiki oyun terapisidir. Bu terapi yöntemimizde de çocuğu oyun diliyle anlamayı amaçlarız. Oyun terapisinde düzeltmeden çok, çözümleme yapılır. Çocuğun yansıttığı duyguları anlayabilmek adına, özgürce kendi liderliğinde sürdürdüğü oyun bize onu anlama fırsatı sunar. Çocukların bu süreçte dile getirdiği her şey bizim için çok önemlidir. Her bir detay her kurduğu oyun ve oyuncağa davranış biçimi bizim onun duygularına yaptığımız bir yolculuk olur. Çocuk oyun kurduğun da bizi dahil etmek istediği zaman, dahil olunmalıdır. Orası onun özgür alanıdır ve liderliği o yapmalıdır. Olası bir durumda örneğin; ailede bir kişi hastaneye gittiğinde çocuk merak edip nerede diye soracaktır? Sizin başı ağrıyordu, başında bir şey olabilir diye hastaneye gitti demeniz çocukta her başı ağrıdığı zaman acaba başımda  bir şey olabilir mi? hissini uyandırabilir ve çocuk bunu oyun oynarken yansıtıp, o gün hastaneye gitme oyunu kurabilir. Bu yüzden aile tutumu olarak, uzun açıklamalardan kaçınıp daha kısa ve genel cevaplar verilmelidir. Oyun terapisinde veya evde normal bir günde kurduğu hastane oyunu, bu oyunda baş ağrısı çeken bir kişiyi anlatıp, oyuna yansıtması normal sayılır. Bu sebeple özellikle oyun terapisindeki bir seans sürecinde veya evdeki oyun sürecinde, gün içinde etkilendiği durumlar olabileceği  göz önüne alınmalıdır. Bu yüzden kesin bir yargıya varmak doğru olmaz. Bu gözlemin daha net olabilmesi için belli bir süre aynı duyguları ve eylemleri yansıtması gerekir. Çocuğun hayal ve gözlem gücü fazla olduğu için olaylardan etkilenmesi  hayal kurduğu ve hiç var olmayan bir durumu da oyun içinde yansıtıp bu şekilde oyun kurması normaldir. Eğer sizde çocuğunuzu kendi baktığı pencereden anlamak isterseniz ve bu yolda biz uzmanlardan yardım almayı düşünürseniz, her zaman burada olduğumuzu bilmenizi isteriz

Bengisu Binay
Psikolog

]]>
Masallarla Çocuklar https://www.aktifhayattipmerkezi.com/masallarla-cocuklar Mon, 17 May 2021 18:48:17 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=13712 Yeri geldiğinde çocukken uykularımıza dalma sürecimizi keyifli hale getiren, yeri geldiğinde hayal dünyamızı genişletmemizi sağlayan zaman zaman hayata farklı bakış açılarıyla odaklanmamızı amaçlayan masallarımız, çocukluk sürecimizin duygu ve düşünce gelişiminde ne  çok yer kaplamıştır.

Peki çocuklarımız için bir ifade yöntemi olan masal terapi nedir?

Hepimizin bildiği gibi bin bir çeşit masallarımız vardır. Kimi nesilden nesile aktarılır, kimini kendimiz düşünür ve oluştururuz. Fakat masalların bir ortak noktası vardır. Genellikle mutlu sonla biter ve her zaman istenilen amaca ulaşılır. Oysa gerçek hayatta her zaman istediğimiz sonuca ulaşamayabilir veya amacımıza ulaşırken bazı zorluklar yaşarız. Çocuklarımız ise bazen yaşamlarındaki sorunları yada onları üzen durumları bize yansıtmakta zorlanırlar, işte o zamanlarda masal terapi bizim onların kendini yansıtmasında yardımcı olmak için aramızda kurduğumuz bağı oluşturur.

Masal terapinin süreci birkaç şekilde ilerleyebilir. Örneğin; çocuğa birkaç kelime verip, bu kelimeler ile bir öykü oluşturulması istenilebilir ya da uygulayan kişi tarafından anlatılan öykü yarıda kesilir ve çocuğun bu öyküyü tamamlanması istenilir. Çocuklar böylece sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenirler. Hayallerini ve isteklerini öykülerine yansıtırlar. Yaratıcılıklarını geliştirirler. Tabiki çocukların yaş gruplarına göre öykülerin uzunluğu anlatım şekli ve kullandıkları terimler değişkenlikler gösterir. Burada önemli olan müdahale edilmeden çocuğun kendisinin dinlendiğini bilmesidir.

Anksiyete, tuvalet eğitiminde yaşanılan sorunlar, kardeş kıskançlığı, öfke… daha birçok problemde kullanılabilir. Özellikle oyun terapisi ile birlikte kullanıldığında alınan verimin çok daha yüksek olduğu da gözlemlenmiştir. Çocuğun hayal dünyası ve algısı zannedilenden çok daha geniş ve nettir. Etkilendiği bir sözü, bir cümleyi, yaşadığı bir olayı hafızasında bir yere sabitler. Bu sabitlenen düşünce veya duygu her zaman sözcüklere dökülmez. Bakım veren tarafından ters tepki alma korkusu paylaşmak istememesi sebebi haline gelebilir. Böyle durumlarda kendini öykülerle, masallarla zaman zaman onlara verdiği tepkilerle ya da kendileri için en doğru olduğunu düşündüğü şekilde sonlandırdığında ne söylemek istediklerini çok daha net anlamlandırabilir ve analiz edebiliriz.

Unutur, hatırlamaz ya da büyüdüğünde aklında kalmaz dediğimiz tüm etkilendikleri olaylar her zaman onların bilinçlerinin bir köşesinde yer eder. Kimi zaman yetişkin bir birey olduklarında bu olayların sonuçları, çocuk tarafından zamanında çözüme ulaşamadıysa patlak verebilir. Psikologların danışanlarıyla olan süreçte zaman zaman çocukluk dönemi hakkında bilgi edinmek istemesinin bir sebebi de bu yüzdendir. Çocukluk döneminde etkilenilen bir olay olup olmadığını anlayıp, sonucunun çözüme kavuşup, kavuşmadığını öğrenmek amacıyla bu dönem incelenir. Bu yüzden bakım verenin çocuğa karşı tutumu çok değerlidir. Çocuklarımıza kendilerini ifade etme özgürlüğü her zaman sağlanmalıdır. Ne kadar çok ifade özgürlüklerinin olduğunu hissederlerse, özgüveni o kadar yüksek çocuklar yetişmiş olur. Ancak herhangi bir problem gözlemlediğiniz de çözüme ulaşmakta zorlandığınız bir yer olursa bizler destek olmak için hep burada olacağız

Bengisu Binay
Psikolog

]]>
Hacamat Kupa Terapisi https://www.aktifhayattipmerkezi.com/hacamat-kupa-terapisi Mon, 17 May 2021 14:15:51 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=13682 Hacamat Nedir?

Hacamat; vücuttaki kirli kanın belirli yerlere kupa yardımı ile toplanıp, ufak kesiler ile çekilmesi işlemindir ve ‘’Islak Kupa Tedavisi’’ olarak da adlandırılır.

Vücudumuzda kanın içinde bulunan zararlı atıklar yani toksinler, enerjimizi, bağışıklık sistemimizi  ve sağlığımızı olumsuz yönde etkilemekte dolayısıyla da hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Hacamat yöntemi ile bu toksinlerin ve ölü kan hücrelerinin kandan atılması hücrelerin yenilenmesini sağladığı gibi, hasta olmadan önce uygulandığında birçok hastalıktan koruma özelliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Hacamatın faydaları;

Ağrılarınızı giderir,
Kronik yorgunluk sendromunda faydalıdır,
Akciğer hastalıklarından kaynaklanan rahatsızlıkları hafifletir,
Cilt sağlığınızı korur,
Sindirim sorunlarını giderir,
İdrar yolu hastalıklarını iyileştirir,
Rahatlamanızı sağlar,
Artan kan akışıyla daha hızlı iyileşmenizi sağlar,

]]>
Skolyoz Belirtileri ve Nedenleri https://www.aktifhayattipmerkezi.com/skolyoz-belirtileri-ve-nedenleri Sun, 25 Apr 2021 00:14:33 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=12960 Skolyoz Belirtileri

Skolyoz erken dönemde hastada belirti göstermeyebilir. Skolyoz belirtileri kendisini gösterse de dahi kişide çok şikayet oluşturmadığı için çoğu zaman harekete geçilmemektedir. Şikayet varsa bile çok az düzeydedir. Bu nedenle ya okul taramaları sonucu ya da herhangi bir nedenle çekilen röntgen grafilerinde tesadüfen tespit edilir. Aileyi hekime götüren ilk bulgu genellikle görüntü bozukluğudur. Nedeni bilinmeyen skolyozda ilk fark edilen bulgu bir omuzun diğerine göre daha yüksekte olmasıdır. Kürek kemiklerinde, meme seviyesinde, bel kıvrımlarında ya da gövdede asimetri ilk göze çarpan görüntü bozukluklarıdır. %40 olguda sırt ve bel ağrısı mevcuttur. 50 derecenin üzerindeki eğrilikler solunum sıkıntısına neden olabilir.

Skolyoz Nedenleri

Skolyoz hastalarının %80’inde eğriliğin nedeni saptanamamaktadır. Ancak, skolyoza neden olan yapısal bozukluklara bakıldığında; doğumsal yapısal bozukluklar, sinir ve kas hastalıkları (serebral palsi, siringomiyeli, çocuk felci, kas hastalıkları vb), omurga tümörleri, travma, omurga enfeksiyonları, metabolik hastalıkların neden olabileceği söylenebilir. Ayrıca duruş bozuklukları, bacaklardaki uzunluk farkı da skolyoz nedenlerindendir.  Skolyoz nedenlerini kısaca şöyle açıklanabilir;

  • Doğumsal omurga kemik yapısı bozuklukları kaynaklı konjenital skolyoz
  • Erken çocukluk çağında başlayan infantil ve juvenil skolyoz
  • Nöromüsküler nedenlere bağlı, müsküler distrofi vb. kas hastalıkları kaynaklı skolyoz
  • Marfan Sendromu, Ehler Danlos Sendromu gibi bağ dokusu hastalıklarına bağlı skolyoz
  • Polio, inflamatuar hastalıklar ve travmalara bağlı skolyoz
  • Bacak eşitsizliği ve kalça, diz eklemi sorunlarına bağlı oluşan skolyoz
]]>
Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? Diş Ağrısı İçin Evde Uygulanabilecek Yöntemler Nelerdir? https://www.aktifhayattipmerkezi.com/dis-agrisina-ne-iyi-gelir-dis-agrisi-icin-evde-uygulanabilecek-yontemler-nelerdir Sun, 25 Apr 2021 00:14:16 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=12959 ‘Diş ağrısı için evde uygulanabilecek yöntemler nelerdir?’, ‘Diş ağrısına ne iyi gelir?’ soruları merak edilmektedir. Aşağıda maddelendirilen basit işlemler diş ağrısı hassasiyetinizi azaltabilse de önemli olan geçici çözümler değil, kalıcı tedavi yaklaşımlarıdır.

  • Tuzlu su, dişleriniz arasındaki birikintileri gevşetebilir, dezenfektan görevi görebilir ve iltihabı azaltabilir. Bir çay kaşığı tuzu bir bardak ılık suya karıştırın ve ağzınızı iyice çalkalayın.
  • Dişlerinizin arasına sıkışmış yiyecek parçacıklarını veya plağı temizlemek için diş ipi kullanın.
  • Diş ağrısı dişin travmasından kaynaklanıyorsa yanağınızın dışına soğuk kompres uygulayın.
  • Hidrojen peroksit (% 3’lük çözelti) iltihaplanmayı ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olur. Hidrojen peroksiti eşit miktarda suyla seyreltilmelidir. Çözelti kesinlikle yutulmamalıdır.
]]>
Diş Ağrısına Neden Olan Faktörler https://www.aktifhayattipmerkezi.com/dis-agrisina-neden-olan-faktorler Sun, 25 Apr 2021 00:14:02 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=12958
  • Diş veya diş kökünün aniden kırılması
  • Bakteriyel bir enfeksiyondan dolayı meydana gelen diş apsesi
  • Bazen tek bir dişte veya dişlerinizde soğuk havaya, sıvılara ve belirli yiyeceklere maruz kaldığında rahatsızlık hissedebilirsiniz. Bu durum dişlerinizin soğuk hava gibi bir veya daha fazla uyarana bağlı bir hassasiyet geliştirmiş olabileceği anlamına gelir. Diş hassasiyeti, hem minenin (dişinizin sert dış tabakası) hem de sementin (diş kökünü kaplayan doku) altında yatan doku olan açıkta kalan dentinden gelişir.
  • Sinüs enfeksiyonunun dişlerde ağrı yapması
  • Dişte oluşan çatlak ya da kırık bir diş
  • Bruksizm (diş gıcırdatma): Dişlerinizi gece veya gündüz gıcırdatırsanız, bu dişlerin hassas orta katmanlarını açığa çıkararak zamanla dişlerin yıpranmasına neden olur ve çevredeki destek yapılarını da zorlayabilir.
  • Yanlış hizalanmış dişler: Dişleriniz çarpıksa veya düzgün hizalanmamışsa, bu durum ağızda dengesiz basınca neden olabilir. Sonuç olarak dişlerdeki çarpıklık için ortodontik tedavi gerekir.
  • Diş kökünde veya diş etlerinde meydana gelen iltihaplanma
  • Diş dolgusunda oluşan hasar
  • Diş çekilmesi (20’lik dişlerin zorunlu olarak çekilmesi). Yirmilik dişler ağrıya neden olabilir. Yirmilik dişler (azı dişleri) çıktıkça, sürmekte olan taç çevresindeki diş etinde iltihaplanma sıklıkla meydana gelir. Bu durum daha sonra diş eti enfeksiyonuna yol açabilir. Ağrı genellikle alt üçüncü azı dişinde meydana gelir ve çene ve kulağa uzanabilir. Etkilenen bölgede çene tam olarak kapanamadığı için şişlik olabilir. Şiddetli vakalarda boğazda ve ağız tabanında oluşan ağrı yutmayı zorlaştırabilir.
  • Temporomandibular eklem bozuklukları çene ekleminizde ağrı olarak sınıflandırılır; ancak dişlerinizi de etkileyerek ağrıya yol açabilir.
  • Çok nadiren, Ludwig anjina olarak da adlandırılan submandibuler boşluk enfeksiyonu diş ve çene ağrısına neden olabilir.
  • Çok nadiren, kavernöz sinüs trombozu adı verilen bir durum: Kafatasının tabanında bulunan kavernöz sinüste bir pıhtı oluşur ve tedavi edilmemiş yüz, sinüs, kulak veya diş enfeksiyonunda gelişebilir.
  • ]]>
    Mide Yanması Neden Olur? https://www.aktifhayattipmerkezi.com/mide-yanmasi-neden-olur Sun, 25 Apr 2021 00:13:48 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=12957 Mide yanması, gastroözofageal reflü adı verilen bir hastalığın semptomudur. Genel olarak mide yanması, mide ekşimesi mide asidinin yemek borusundan yukarıya çıkmasından kaynaklanır. Normalde yiyecek ve içecekler ağızdan yemek borusu aracılığıyla mideye geçer. Yemek borusunu mideye bağlayan kaslı bir halka (alt özofagus sfinkteri) bu akışın tek yönlü olmasını sağlar. Mide yanması, bu tek yönlü sistem başarısız olduğunda ve mide içeriğinin yemek borusuna geri gelmesi durumunda ortaya çıkar. Mide yanması, göğüs kemiğinin arkasında spazm ya da keskin bir ağrı, yanma hissi olarak da hissedilebilir. Bu durumu oluşturan risk faktörleri, midede asit üretimini artıran etkenler yanı sıra yemek borusuna asit reflüsünü kolaylaştıran yapısal sorunları içerir.

    Gastrit, belirli gıdalara karşı hassasiyet durumu (çölyak hastaları gluten içeren gıdalara, laktoz intoleransı olanlar süt ürünlerine tepki olarak mide yanması hissedebilirler), mide fıtığı, H. pylori enfeksiyonu, bazı ilaçların kullanımı, mide kanseri, skleroderma ve sarkoidoz gibi hastalıklarda yemek borusunun etkilenmesi mide yanmasına (mide ekşimesi) yol açabilir.

    Turunçgiller, domates, soğan, çikolata, patates cipsi ve diğer işlenmiş atıştırmalıklar, sosis, pastırma, kahve, peynir ve nane gibi asitli veya yağ oranı yüksek yiyecekler mide yanmasını tetikleyebilir. Baharatlı yiyecekler ve büyük porsiyonlar da mide yanması şikayetinin kaynağı olabilir. Sigara içmek kası gevşeterek mide ekşimesine neden olabilir.

    Öte yandan stres de mide yanması yakınmasının daha şiddetli hissedilmesine yol açabilir. Mümkün olduğunca iş yerindeki ve sosyal hayattaki stresi azaltmak önemlidir.

    Mide Yanması Nasıl Önlenir?

    Mide ekşimesini önlemek için aşağıdaki hususlara dikkat edebilirsiniz;

    • Mide yanmasına neden olabilecek yiyeceklerden veya aktivitelerden kaçınılmalıdır.
    • Semptomlar başlamadan önce mide yanmasını önlemek için yemeden önce çiğnenebilir bir antiasit tablet gibi reçetesiz satılan bir ilaç kullanılabilir.
    • Aşırı kiloluysanız, kilo vermek mide yanması riskini azaltabilir.
    • Yüksek proteinli, az yağlı yemekler tercih edilebilir.
    • Zencefilli atıştırmalıklar veya zencefil çayı tüketilebilir.
    • Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenerek sigara ve alkol kullanımından uzak durulmalıdır.
    • Gece geç saatlerde yemek yemekten kaçınılmalıdır. Uyumadan en az dört saat önce yemek yemeye özen gösterilmelidir.
    • Uyku sırasında yatağın başucunun takoz yardımıyla yaklaşık 15 cm kaldırılması faydalı olabilir.
    • Sindirim sisteminin üzerindeki etkiyi hafifletmek için iki veya üç büyük öğün yerine daha sık daha küçük öğünler tercih edilebilir.

    Dar giysiler ve sıkı kemerlerden kaçınılmalıdır.

    ]]>
    Astigmatizma Hakkında Sık Sorulan Sorular https://www.aktifhayattipmerkezi.com/astigmatizma-hakkinda-sik-sorulan-sorular Sun, 25 Apr 2021 00:13:32 +0000 https://www.aktifhayattipmerkezi.com/?p=12956 Astigmatı olanlar nasıl görür?
    Astigmat uzak mesafeyi de yakın mesafeyi de bulanık görür ve nesneleri netdüzgün göremezler.

    Astigmatizmada gözlük kullanır mı?
    Evet, kullanılır. Bu kişilere astigmat gözlüğü verilir.

    Astigmatizöa ilerler mi?
    Astigmatizma doğuştan ilerleyebildiği gibi sonradan da olabilir. Eğer tedavi edilmezse derecesi ilerleyebilir.

    Astigmatizmada renkli lens kullanabilir mi?
    Kullanılabilir. Şeffaf lensler olduğu gibi renkli astigmat lensleri de bulunmaktadır.

    Miyopi astigmat ile aynı anda görülür mü?
    Evet miyop astigmat ile birlikte bir kişide görülebilir.

    Miyop astigmat nedir?
    Miyop uzağı görememe, astigmat hem uzağı hem yakını görememe durumudur.

    Hipermetrop astigmat ile aynı anda görülür mü?
    Evet miyop astigmatta olduğu gibi hipermetrop astigmat ile görülmektedir.

    Hipermetrop astigmat nedir?
    Hipermetrop yakını görememe, astigmat hem uzağı hem yakını görememe durumudur.

    Bebeklerde astigmat olur mu?
    Evet, doğumdan itibaren astigmat gelişebilir.

    Astigmatizma türleri nelerdir?
    Korneal astigmatizma ve lentiküler astigmatizma vardır. Korneal astigmatizma, kornea yüzeyindeki kavislenme anormalse olur. Lentiküler ise göz merceğindeki problemden kaynaklanır.

    Ortokeratoloji nedir?
    Bu işlem korneayı yeniden şekillendirmek için yapılır. Kalıcı olarak görüşü değiştirmez. Göze bir dizi sert kontakt lens takımını içeren bir tedavi türüdür.

    Astigmat baş ağrısı yapar mı?
    Astigmat, baş ağrısı yapabilir.

    Astigmat düzeltilebilir mi?
    Evet, tedavilerle astigmat düzelir.

    Astigmatı olan kişiler gözlük kullanmazsa ne olur?
    Göz doktoru, astigmatı olan kişiye gözlük vermişse bu kullanılmalıdır. Hastaların tedaviye uyumu hastalıkların iyileşmesinde önemlidir.

    Astigmatta lazer hangi hastalara yapılır?
    Göz derecesi son bir yılda artmamış 18 yaş üstü, sağlıklı retina, göz içi basıncı, yeterli korneal kalınlığa sahip, gözünde enfeksiyon olmayan, kontrolsüz diyabeti, romatolojik hastalığı olmayan, hamile olmayan, emzirmeyen kişilere uygulanır.

    Astigmat dereceleri nelerdir?
    0.50 ile 1.00 arasında pek bir rahatsızlık oluşturmaz. Rutin kontroller gerekir, gözlüğe ihtiyaç duyulmaz. Ancak 1.00 ile 4.00 derecelerinde astigmat miyop ya da hipermetropla görülür. Gözlük kullanılır. Sürekli kontrol gereklidir. 4.00 üzeri astigmat derecesinde gözlük mutlaka kullanılır. Göz doktoru uygun görürse cerrahi işlem de uygulanır.

    Astigmat için ne zaman doktora gidilmeli?

    Eğer net bir görüş yoksa mutlaka göz doktoruna gidilmeli. Normalde de senede bir mutlaka rutin göz muayenesi yaptırılmalıdır. Çocuklarda durum farklıdır. Çocuklar göz sorunu olduğunu fark etmeyebilir. Yenidoğan döneminde, okul çağına kadar her sene, okul döneminde de 2 senede bir göz muayenesi şarttır. Astigmatlı çocuklarda göz doktorunun belirlediği periyotlarda mutlaka doktora gidilmelidir.

    ]]>